بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِذۡ هُمۡ عَلَيۡهَا قُعُودٞ ٦

O zaman onlar (o ateşin) etrafında oturucu idiler.

– Hasan Basri Çantay

وَهُمۡ عَلَىٰ مَا يَفۡعَلُونَ بِٱلۡمُؤۡمِنِينَ شُهُودٞ ٧

Onlar (Allaha) îman edenlere yapacakları (işkenceler) hususunda (hükümdarları nezdinde) şâhidlik edeceklerdi.

– Hasan Basri Çantay

وَمَا نَقَمُواْ مِنۡهُمۡ إِلَّآ أَن يُؤۡمِنُواْ بِٱللَّهِ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡحَمِيدِ ٨

Onlar, içlerinden (mü'minlerin) O yegâne gaalib, her hamde lâyık Allaha îman etmelerinden başka (hiçbir şey'i) inkâr etmemişlerdi.

– Hasan Basri Çantay

ٱلَّذِي لَهُۥ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ شَهِيدٌ ٩

(O Allah ki) göklerin ve yerin mülk (-ü tasarruf) u Onundur. Allah herşey'e hakkıyle şâhiddir.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ ٱلَّذِينَ فَتَنُواْ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِ ثُمَّ لَمۡ يَتُوبُواْ فَلَهُمۡ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمۡ عَذَابُ ٱلۡحَرِيقِ ١٠

Hakıykat, erkek mü'minlerle kadın mü'minleri belâye uğratanlar, sonra da tevbe etmeyenler (yok mu?) onlar için cehennem azâbı vardır, onlar için bir de yangın azâbı.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمۡ جَنَّٰتٞ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُۚ ذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡكَبِيرُ ١١

İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) edenler (e gelince:) Altlarından ırmaklar akan cennetler de, onlarındır. Büyük kurtuluş (ve seâdet de) budur.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّ بَطۡشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ ١٢

Hakıykat, Rabbinin kıskıvrak tutub yakalayışı pek çetindir.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ هُوَ يُبۡدِئُ وَيُعِيدُ ١٣

Çünkü O, ilkin var edenin de, (sonra yeniden diriltib kendisine) döndürecek olanın da ta kendisidir.

– Hasan Basri Çantay

وَهُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلۡوَدُودُ ١٤

O, (tevbe' eden mü'minleri) çok yarlığayan, (dostlarını) çok sevendir.

– Hasan Basri Çantay

ذُو ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡمَجِيدُ ١٥

Arşın saahibidir. (Zâtinde de, sıfatlarında da) pek yücedir (büyükdür).

– Hasan Basri Çantay

فَعَّالٞ لِّمَا يُرِيدُ ١٦

Ne dilerse hakkıyle yapandır.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu